Giriş yap
Arama
En son konular
Anahtar-kelime
Facebook Sayfamız
Istatistikler
Toplam 62 kayıtlı kullanıcımız varSon kaydolan kullanıcımız: ipek
Kullanıcılarımız toplam 1456 mesaj attılar bunda 485 konu
Kimler hatta?
Toplam 1 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 1 Misafir Yok
Sitede bugüne kadar en çok 78 kişi Ptsi 31 Tem. 2017 - 23:20 tarihinde online oldu.
EMPERYAL OTELİ - Attila İlhan
Keyf-i Mizah :: Edebiyat :: Şiir :: Usta Şairlerimizden
1 sayfadaki 1 sayfası
EMPERYAL OTELİ - Attila İlhan
ben hiç böylesini görmemiştim
vurdun kanıma girdin itirazım var
sımsıcak bir merhaba diyecektim
başımı usulca dizine koyacaktım
dört gün dört gece susacaktım
yağmur sönecekti yanacaktı
sameland seferden dönecekti
duvardaki saat duracaktı
kalbim kendiliğinden duracaktı
ben hiç böylesini görmemiştim
vurdun kanıma girdin itirazım var
emperyal otelinde bu sonbahar
bu camların nokta nokta hüznü
bu bizim berheva olmuşluğumuz
bir nokta bir hat kalmışlığımız
bu rezil bu çarşamba günü
intihar etmiş kötümser yapraklar
öksürüklü aksırıklı bu takvim
ben hiç böylesini görmemiştim
vurdun kanıma girdin itirazım var
sesleri liman sislerinde boğulur
gemiler yorgun ve uykuludur
sabahtır saat beş buçuktur
sen kollarımın arasındasın
onlar gibi değilsin sen başkasın
bu senin gözlerin gibisi yoktur
adamın rüyasına rüyasına sokulur
aklının içinde siyah bir vapur
kıvranır insaf nedir bilmez
otelin penceresinde duracaktın
şehri karanlıkta görecektin
karanlıkta yağmuru görecektin
saçların ıslanacak ıslanacaktı
kış geceleri gibi uzun uzun
tek damla gözyaşı dökmeksizin
maria dolores ağlayacaktı
istanbul'u yağmur tutacaktı
bütün bir gün iş arayacaktım
sana bir türkü getirecektim
kulaklarımız çınlayacaktı
emperyal oteli'nin resmini çektim
akşam saçaklarından damlıyordu
kapısında durmanı söylemiştim
yüzün zambaklara benziyordu
cumhuriyet bahçesi'nde insanlar geziyordu
tepebaşı'ndaki küçük yahudiler
asmalımesçit'teki rum kemancı
böyle rüzgarsız kalmışlığımız
bu bizim çektiğimiz sancı
el ele tutuşmuş geziyordu
gazeteler cinayeti yazıyordu
haliç'e bir avuç kan dökülmüştü
emperyal oteli'nde üç gece kaldık
fazlasına paramız yetmiyordu
gözlerin gözlerimden gitmiyordu
dördüncü gece sokakta kaldık
karanlık bir türlü bitmiyordu
sirkeci garı'nda sabahladık
bilen bilmeyen bizi ayıpladı
halbuki kimlere kimlere başvurmadık
hiçbiri yüzümüze bakmıyordu
hiç kimse elimizden tutmuyordu
ben hiç böylesini görmemiştim
vurdun .... kanıma girdin ..... kabulümsün.
ATTİLA İLHAN
vurdun kanıma girdin itirazım var
sımsıcak bir merhaba diyecektim
başımı usulca dizine koyacaktım
dört gün dört gece susacaktım
yağmur sönecekti yanacaktı
sameland seferden dönecekti
duvardaki saat duracaktı
kalbim kendiliğinden duracaktı
ben hiç böylesini görmemiştim
vurdun kanıma girdin itirazım var
emperyal otelinde bu sonbahar
bu camların nokta nokta hüznü
bu bizim berheva olmuşluğumuz
bir nokta bir hat kalmışlığımız
bu rezil bu çarşamba günü
intihar etmiş kötümser yapraklar
öksürüklü aksırıklı bu takvim
ben hiç böylesini görmemiştim
vurdun kanıma girdin itirazım var
sesleri liman sislerinde boğulur
gemiler yorgun ve uykuludur
sabahtır saat beş buçuktur
sen kollarımın arasındasın
onlar gibi değilsin sen başkasın
bu senin gözlerin gibisi yoktur
adamın rüyasına rüyasına sokulur
aklının içinde siyah bir vapur
kıvranır insaf nedir bilmez
otelin penceresinde duracaktın
şehri karanlıkta görecektin
karanlıkta yağmuru görecektin
saçların ıslanacak ıslanacaktı
kış geceleri gibi uzun uzun
tek damla gözyaşı dökmeksizin
maria dolores ağlayacaktı
istanbul'u yağmur tutacaktı
bütün bir gün iş arayacaktım
sana bir türkü getirecektim
kulaklarımız çınlayacaktı
emperyal oteli'nin resmini çektim
akşam saçaklarından damlıyordu
kapısında durmanı söylemiştim
yüzün zambaklara benziyordu
cumhuriyet bahçesi'nde insanlar geziyordu
tepebaşı'ndaki küçük yahudiler
asmalımesçit'teki rum kemancı
böyle rüzgarsız kalmışlığımız
bu bizim çektiğimiz sancı
el ele tutuşmuş geziyordu
gazeteler cinayeti yazıyordu
haliç'e bir avuç kan dökülmüştü
emperyal oteli'nde üç gece kaldık
fazlasına paramız yetmiyordu
gözlerin gözlerimden gitmiyordu
dördüncü gece sokakta kaldık
karanlık bir türlü bitmiyordu
sirkeci garı'nda sabahladık
bilen bilmeyen bizi ayıpladı
halbuki kimlere kimlere başvurmadık
hiçbiri yüzümüze bakmıyordu
hiç kimse elimizden tutmuyordu
ben hiç böylesini görmemiştim
vurdun .... kanıma girdin ..... kabulümsün.
ATTİLA İLHAN
Keyf-i Mizah :: Edebiyat :: Şiir :: Usta Şairlerimizden
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Paz 21 Kas. 2010 - 2:05 tarafından Keyf-i Mizah
» Google Maps’den Yol Tarifi Alma
Paz 21 Kas. 2010 - 2:05 tarafından Keyf-i Mizah
» Msn Virüs Şakası
Paz 21 Kas. 2010 - 2:02 tarafından Keyf-i Mizah
» Msn' de Sevdiklerinize Sürpriz Yapın :)
Paz 21 Kas. 2010 - 2:02 tarafından Keyf-i Mizah
» Alfabetik Şekiller
Paz 21 Kas. 2010 - 2:01 tarafından Keyf-i Mizah
» Çevrimdışı Girenleri Görmek
Paz 21 Kas. 2010 - 1:59 tarafından Keyf-i Mizah
» Mirkelam - Hatıralar...
Paz 21 Kas. 2010 - 1:44 tarafından Keyf-i Mizah
» Yalın - Günaydın...
Paz 21 Kas. 2010 - 1:43 tarafından Keyf-i Mizah
» Kenan Doğulu - Bugünüm Sensiz Geçti...
Paz 21 Kas. 2010 - 1:42 tarafından Keyf-i Mizah
» Grup Gündoğarken - Gördüğüme Sevindim...
Paz 21 Kas. 2010 - 1:40 tarafından Keyf-i Mizah
» Sezen Aksu - Bile Bile...
Paz 21 Kas. 2010 - 1:39 tarafından Keyf-i Mizah
» Karavan Yolculuğu
Paz 21 Kas. 2010 - 1:28 tarafından Keyf-i Mizah
» Ölümcül Saç Modası
Paz 21 Kas. 2010 - 1:28 tarafından Keyf-i Mizah
» Ayıbın Bu Kadarı
Paz 21 Kas. 2010 - 1:27 tarafından Keyf-i Mizah
» Kızarmış tavuktan çıkan sesler
Paz 21 Kas. 2010 - 1:25 tarafından Keyf-i Mizah